26 Şubat 2011 Cumartesi

'Sen Alevisin, günaha girmek istemiyoruz'

Birgün, 4 Ocak 2011
ZEYNEP KURAY

Dersimli Taylan Çakır İnegöl'de bulunan özel bir dersanede
Biyoloji öğretmenliği yapıyordu. Çakır, Alevi ve Kürt olduğu için dershanede hakarete maruz kalarak kovulduğunu söyledi. 2009-2010 Eğitim ve Öğretim Yılı’nda dersanede çalışmaya başladığını belirten Çakır, bir yıllık eğitim süresi boyunca Alevi kimliğinden dolayı sürekli ayrımcılığa uğradığını söyledi. Dershane müdürünün öğretmenler odasına gelerek, ‘Kutlu Doğum Haftası’ nedeniyle merkezden gönderilen duaları öğretmenler arasında paylaştıracağını söylediğini hatırlatan Çakır, farklı bir inançtan olduğunu belirtmesine rağmen, bunun kendisine dayatıldığını savundu.

SÜREKLİ DAMGA YEDİM

Dershane’ye dini kitap satmak için gelen bir yayın evi temsilcisinin kitap satmasına itiraz edince de söz konusu kişinin ona “Dinsiz misiniz?” diye sorduğunu ifade eden Çakır, “Ben de Alevi olduğumu söyledim. Bunun üzerine dershane öğretmenlerinden K.U. Alevilerin ve Şiilerin sapık olduğunu söyledi. Alevi olduğum öğretmenler ve yöneticiler tarafından bilinmesine rağmen sürekli ‘sapık’ damgası yedim, bu sıkıntıları idareye bildirmeme rağmen herhangi bir çözüm bulunmadı” diye konuştu.
DERSHANE MÜDÜRÜ: BU OLAYLARA KARIŞMA!
Bursaspor- Diyarbakırspor maçının oynandığı süreçte maçta yaşanan gerginliğin dershane öğrencilerine de yansıdığını anlatan Çakır, şu iddiada bulundu: “Bir grup öğrenci Muş nüfusuna kayıtlı Kürt kökenli C. S. isimli dershane öğrencisini dövdü. Kavgayı ayırıp öğrencileri müdür odasına götürdüm. Müdürün karşısında saldırıyı yapan öğrenciler ‘En iyi Kürt; ölü Kürttür, bu yüzden dövdük’ dediler. Müdür A.Y. bana bu tarz olaylara karışmamamı söyledi, saldırı yapan öğrencileri disipline sevk etmedi”  Çakır “Tüm öğretmenler maaşını gününde alırken, benim maaşım ‘Müdür onayı ile verilecek çünkü siz farklısınız’ diye hep geç ödendi” diye konuştu.

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
2010 yılının Mayıs ayında dershane genel müdür yardımcısı olan T. T.’nin kendisiyle görüştüğünü belirten Çakır, “Benim iyi bir öğretmen olmama rağmen huzuru bozduğumu, öğretmenler odasındaki sinerjiyi aksattığımı, yaratılmak istenen sinerjinin toplu sohbetler ve namaz kılma olduğunu, benim buna uymadığımı, öğretmenler ve şube müdürünün Alevi biriyle aynı ortamda çalışmanın günahını artık taşımak istemediğini belirtti. Bunun üzerine yaşadıklarımı kısa bir özet şeklinde BİMAR’a yazdım. Yapılan inceleme sonucu şu anda soruşturma açılmış durumdadır” şeklinde konuştu.  Çakır ayrıca Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı’na başvuruda bulundu.

ALEVİ ÖRGÜTLERİNDEN SERT TEPKİ
İnegöl Özel Kültür Dershanesi'nde çalışan Biyoloji öğretmeni Taylan Çakır’ın Alevi kimliğinden dolayı hakaretlere maruz kalarak işten çıkartılmasına Alevi örgütleri sert tepki gösterdi. Aleviler, olayın ‘münferit’ olmadığını vurgulayarak, bu ırkçı ve ayrımcı zihniyetin gücünü AKP iktidarından aldığını vurguladı.

Bursa İnegöl’deki Özel Kültür Dershanesi'nde Biyoloji öğretmeni Taylan Çakır’ın Dershane yöneticileri tarafından ''Aleviler ve Şiiler sapıktır. Seni Alevisin, Alevi biriyle çalışıp günaha girmek istemiyoruz'' denilerek işten atılmasına Alevi örgütleri sert tepki gösterdi. Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız, cemaatlerin sadece camilerini ayırmadıklarını belirterek, ''Mahallelerini, plajlarını, okullarını, dershanelerin de ayırdılar. Kendi anlayışları çerçevesinde küçük gettolar yaratıyorlar. Bunun en çarpıcı örneği de Alevi olan Öğretmen Taylan Çakır'ın başına gelenlerdir. Bu olay yurt düzeyinde kimi yurttaşların AKP'nin Alevi ve Kürt 'Açılımı'ndan ne anladıklarının da bir örneğidir” dedi.

İstanbul Şahintepe’de yaratılan provokasyona da değinen Balkız, ‘'Açılımlar adı altında bizleri birbirimizden ayırmak isteyen bu zihniyete karşı şu kritik günlerde halkların kardeşliğine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var Alevi Bektaşi Federasyonu olarak Taylan Çakır'a yapılan bu saldırının baştan beri takipçisi olduk ve olmaya devam edeceğiz” dedi.

‘HÜKÜMET AYRIMCILIĞI DESTEKLİYOR’

Türkiye'de yıllardır Alevi ve Kürt kimliğine karşı ayrımcılık yaşandığını hatırlatan Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı Feyzi Gümüş ise bu toplumsal ayrımcılığın AKP iktidarı tarafından desteklendiğine dikkat çekti. Bunun en önemli örneklerinin ise; Alevilere dayatılan zorunlu din dersleri, Diyanet İşleri Bakanlığının varlığı ve Erdoğan'ın miting meydanlarında attığı nutuklarda olduğunu ifade eden Gümüş, ''Erdoğan'ın Alevilerin katlinin vacip olduğunu söyleyen Ebu Suud'u resmen övüp göklere çıkartması esas Alevi açılımın arkasındaki değişmeyen zihniyeti göstermiştir. Irkçı ve ayrımcı yaklaşımın nereden beslendiği bu cümlelerde saklıdır ve yapılan açılımların ne kadar da samimiyetsiz olduğunun göstergesidir'' diye konuştu.

‘MÜNFERİT DEĞİLDİR’
Biyoloji öğretmeni Taylan Çakır’a yapılanın bir mahalle baskısı veya münferit bir olay olmadığının altını çizen Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkan Yardımcısı Kemal Bülbül ise “Her konuda mahalle baskısı olarak geçiştirdikleri olaylar aslında gücünü Türk-İslam sentezci bakış açısından almaktadır. Alevi ve Kürt halkına yapılan bu hakaretler bir tesadüf ya da münferit olaylardan ibaret değildir bunlar planlı ve programlıdır'' dedi.

Cemaatlerin kontrolündeki dershanelerin ve market zincirlerinin aynı çatı altında arttığına dikkat çeken Bülbül’de bu saldırıyı yapanların AKP’den güç aldığının altını çizdi. Bülbül, Alevi örgütleri olarak Çakır’ın hukuk mücadelesini sonuna kadar destekleyeceklerini ifade etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder